Translations in context of "Bir değirmen" in Turkish-English from Reverso Context: Sorrento'da 1866 yılında terk edilmiş bir değirmen, İtalya. Translation Context Grammar Check Synonyms Conjugation
Ben çok eskiden böyle bir değirmen görmüştüm adaşım, am a bir daha görm ek istemem. Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin m i?… Ç oook desene! Sevgilin güzel miydi bari ?
Ben çok eskiden böyle bir değirmen görmüştüm adaşım, ama bir daha görmek istemem. Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi? Çoook desene! Sevgilin güzel miydi bari?
Ağaçların hışırtısını bastıran bir gürültüyle değirmenin altından fıkırdayıp çıkan köpüklü sular iki sıra taze kavağın ortasından geçip ilerideki sazlıkta kayboluyordu. Burada çergilemek hiç de fena değildi. Yüklü eşeklerle sık sık gelip giden …
1Zpresso değirmen ailesinin yeni üyesi J-Max, titanyum kaplı 48 mm öğütme bıçağıyla gerçek bir espresso değirmeni arayan ama aynı zamanda pour-over da demlemeyen kahve severler için mükemmel bir hybrid değirmen.
Bana göre John Huston'ın The Treasure of the Sierra Madre'den sonraki en iyi filmidir. Özet: Bir şair olan Christian, sık sık ziyaret ettiği bir gece kulübü olan Moulin Rouge'daki dansçılardan bir tanesine delicesine aşık …
Değirmenin taşları beyaz mermer kireç taşlarıdır bu çevrede kızılcık ve ıhlamur ağaçları bulunmaktadır. Derenin diğer tarafı ise siyah ve kırmızı topraktan oluşmaktadır. Bu derenin kenarında içi moloz taşlarla doldurulmuştur. Burada bir su değirmeni vardır. Yakında ve yüksekte şelale bulunur,. Bu değirmenin suyu 200 adım mesafeden gelmektedir.
Eğer değirmene ayıracak bütçeniz yoksa, kaliteli bir el değirmeni alarak 20-30 liraya işin içinden çıkmak ya da daha iyi bir değirmen için para biriktirene kadar idare etmek mümkündür. Tabi el değirmeni almanın da incelikleri var.
Bunu duyan güneş, yel değirmeninin övünmesine karşı sadece gülümsedi. Tepede ayrıca bir de değirmen evi vardı. Yel değirmeni ona da gururla baktı. Yel değirmeni, kendisinin çok iyi olduğunu düşünüyordu, tarladaki varlığıyla gurur duyuyordu ve kimsenin onun gücüne erişemeyeceğini düşünüyordu.